Ay Tutulması Yaklaşırken

AY TUTULMASI YAKLAŞIRKEN

Geçtiğimiz haftalarda katıldığım “ilişkiler” konulu bir aile dizimi çalışmasından bahsetmek istiyorum bugün, çünkü içeriğinin güneş tutulması ve devamındaki parçalı ay tutulması temaları ile doğrudan ilgili olduğunu düşünüyorum. Her zaman olduğu gibi, bu tesadüf  ( artık eşzamanlılık demeyi tercih ediyorum) de sonradan dönüp baktığımda beni büyülüyor. Ve aslında akışta teslimiyet halinde olmanın ne kadar mucizevi ödüller verdiğini tekrar tekrar deneyimliyorum.

Çalışmanın konusu “ilişkiler” olduğu için , her birimiz seçtiğimiz bir ;  ebeveyn-çocuk, karı-koca, kardeşlik gibi farklı ilişki modeli üzerinde çalıştık . Problemli gördüğümüz, yaşarken içinde sorunlar deneyimlediğimiz bu ilişkiler içinde nasıl kaybolduğumuzu gördük. Karşılıklı beklentilerimizin ilişkiyi nasıl gerdiğini ve çıkmaza sürüklediğini, üzerimize aldığımız veya bize dayatılan etiketlerin, ilişki içindeki rolümüze nasıl yön verdiğini gördük. Karşımızda kendimizi gördük. Kimimiz bunu kabullendi, kimimiz kesinlikle reddetti. Birimiz kendindeki şevkati görmezken, diğerimiz kibirini kabul edemedi. Birimiz “kaba” olarak nitelendirilirken, ne kadar “cesur” olduğunu farketti, diğerimiz kendini “zayıf” olarak tanımlarken , ne kadar “yaratıcı” olduğunu . Günün sonunda , hepimiz ağlamaktan gözleri şişmiş, ama bir o kadar da rahatlamış bir şekilde tamamladık çalışmayı.

Akşam eve gelip düşündüğümde, bu çalışma sürecinde asıl fark ettiğim , kabul edemediğimiz kendimizi ilişkimizde karşı tarafa yansıtıp, temelde “o kendimizle” çatışmaya girdiğimiz gerçeğiydi. Uzun yıllardır ilişkilerde aynalık üzerinde çalışıyor olsam da, bu dizimde sanki bir similatörün içine girmiştim. Çok gerçekçi bir şekilde katılımcıları ve kendimi gözlemleme şansı budum. Çalışmadan çıkarımlarım ise şunlar;

Kendi içimizdeki eril ve dişiyi tüm yönleri ile görüp , önce içimizde çatışmayı bitirmemiz gerekiyor. Zihnimizdeki kalıplardan özgürleşmemiz gerekiyor. Bir özelliğimize bakıp kendimizi yargılarken, o özelliğimizin bize nasıl faydalar sağladığını görmemiz ,ya da tam tersi, çok sevdiğimiz bir özelliğimizin bazı durumlarda bizi nasıl aşağı çektiğini biliyor olmamız gerekiyor. İçimizdeki, etken ve edilgen , bilinçli ve bilinçsiz, iradi ve duygusal , yıkıcı ve yapıcı yanlarımızı bulmamız ve her aksiyonumuzun temelinde yatan gerçek motivasyonları görmemiz, farkında olmamız gerekiyor. Sadece şu veya bu olarak değil, bir bütün olarak kendimizi görüp, kendimizle kucaklaşmamız, tüm yaşamla barışmamıza , hayatımıza ferahlık getirmeye vesile olabilir. Burada, çok sevdiğim İlahi Nizam ve Kainat kitabından bir alıntı yapmak istiyorum;

“Bütün bu çirkinlik ve abeslik kavramları ; yine tekamül nizamında ve kainatın genel ahengi içinde ortaya çıkan bir dünya hayatı zorunluluğuyla, insanlar tarafından kabul edilmiş ve öyle sayılmış, tek yönlü görüşlere dayalı göreceliklerdir. Aslında, hislerinden bir an ayrılıp dünyayı objektif bir görüşle gözlemleyenler, o anda , bu hakikati bütün açıklığı ile görebilirler. Böcekler alemine baktıkları zaman, aralarındaki bütün kavgalarına, dövüşlerine rağmen, onların daima yetişme ve inkişaflarını sağlayan büyük bir ahengin mevcut olduğunu ve bu ahenk içinde, bu dövüşlerin ve kavgaların da büyük manalar taşıdığını takdir etmekte gecikmezler.”

Kendimize karşı objektif olabilmemiz dileğiyle.

Sevgiler

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: