İki gündür içinde bulunduğumuz Terazi döneminin hayatımıza yansıması ile ilgili konuşuyoruz. Temel konular olarak; adalet, eşitlik, huzur, uyum ve empati kurma kavramlarının gündemde olduğunu ve bu kavramların hayatımız içinde ilişkilerimizde anlaşmalar ve anlaşmazlıklar kanalıyla ifade bulacağından bahsediyoruz. Olayların içinden geçerken, kararlarımızda kendimiz için, çevremiz ve bütün için en hayırlı olacak şekilde ,geleceğimizi yarattığımızı unutmadan, sevgi ile hareket etmeliyiz. Bugün, küçük bir hatırlatma veya kılavuz , siz nasıl adlandırmak isterseniz, olması için , Dan Millman ‘nın Yaşam Amacı adlı kitabında sıraladığı Evrensel Spritüel Yasaları yazmak istiyorum.
“Mevsimlerin dönüşleri, rüzgarla sürüklenen bulutlar, nehrin akıntıları ve rüzgarın ve denizin gücü-hepsi bize hayatın doğal yolunu göstererek nasıl yaşayacağımızı öğretirler. Bunlara spiritüel yasalar diyorum. Gezegenlerin devinimi gibi süreklilik gösteren bu yasalar, sadece doğanın mekanikleri için değil, insan psişesi için de geçerlidir. Örneğin; Şiddetli bir rüzgar karşısında eğilen bir ağacı gözlemleyerek ve sadece sert dalların kırıldığını görerek, ağaçtan ve rüzgardan teslim olmanın, kabullenmenin sırrını ve esnekliğin, direnmemenin gücünü öğreniriz… Bu yasaların iyi ya da kötü, doğru ya da yanlışla ilgisi yoktur. Bir dağa tırmanırken çekim yasasını ihmal edersem bu beni kötü bir insan yapmaz…Günlük hayatın mücadeleleri ve sonuçları bize neden-sonuç , aksiyon-reaksiyon hakkında birşeyler gösterir. Doğa güçlerine saygı göstermeye ve spiritüel yasanın doğasında olan adaleti takdir etmeye başlarız.
1-ESNEKLİK YASASI; Esneklik bize pasiflik ve direnmeden daha çok yarar sağlar; ortaya çıkan her şeyi etkin bir şekilde kullanarak, en acı verici koşulları dahi kucaklayarak, zorluklarımızla- onları bir spiritüel eğitim biçimi olarak görmeye başlayarak- daha etkili bir biçimde başa çıkarız.
2-SEÇİMLER YASASI; Hayattaki en temel seçimimiz genişleme ve daralma, yaratıcı ve ifade enerjilerimizi dünyaya pozitif ve negatif biçimlerde sunma arasında yapılır. Koşullarımız ne olursa olsun gideceğimiz yönü seçme gücüne sahibiz.
3-SORUMLULUK YASASI; Bir kez sorumluluk sınırlarımızı oluşturmaya başladığımızda, görevimiz olanın tüm sorumluluğunu üstlenebilir ve görevimiz olmayanı bırakabiliriz; böyle yaparak da başkalarını desteklemekten daha çok zevk alır ve daha uyumlu bir işbirliği içeren ilişkiler yaratırız.
4-DENGE YASASI; Denge, kozmik, biyolojik ve kişisel düzeylerde bizim bedenimiz, zihnimiz ve duygularımız için geçerlidir ve bize , yaptığımız herhangi bir şeyi fazla özenip yorularak ya da baştan savma yapabileceğimizi ve eğer içsel sarkacımız bir tarafa doğru sallanırsa, sonra kaçınılmaz olarak öbür tarafa doğru sallanacağını hatırlatır.
5-SÜREÇ YASASI; Hedeflerimize giden yolda, eğer A noktasından Z noktasına gitmek istiyorsak, oraya ulaşmanın en emin yolu, önce B, sonra C, sonra D noktasına gitmektir. Kestirmeden gitmek gibi görünse bile, tek bir adımı dahi atlamak çoğu kez başarısızlıkla sonuçlanır.
6-KALIPLAR YASASI;Onu iyi olarak da adlandırsak, kötü olarak da adlandırsak, her kalıp, en iyi niyetlerimize rağmen, biz farklı bir şey yaparak o kalıbı kırmadıkça , zaman içinde kendini yeniden öne sürer.
7-DİSİPLİN YASASI; Disiplin, daha büyük bir özgürlüğe ve bağımsızlığa giden en emin vasıtadır; onun sağladığı odaklanma ile kazandığımız beceri düzeyi ve bilgi derinliği bize hayatta yeni seçimler verir.
8-KUSURSUZLUK YASASI;Aşkın bir perspektiften, herkes ve her şey kayıtsız şartsız kusursuzdur; geleneksel bir görüş noktasından ise kusursuzluk mevcut değildir, ulaşabileceğimiz en iyi şey erdem ve gelişkinliktir ve ona ulaşmak zaman ve uygulama ister.
9-ŞİMDİKİ AN YASASI;Zaman diye bir şey yoktur; “geçmiş” ve “gelecek” dediğimiz şey, bizim zihinsel yapılarımızın dışında bir gerçekliğe sahip değildir. Zaman fikri, düşünce ve dilin üzerinde anlaştığı bir düzendir, bir sosyal anlaşmadır;gerçekte sadece şimdiki an vardır.
10-YARGISIZLIK YASASI;Evrensel ruh bizi yargılamaz; yargılar insanoğlunun icadıdır; yargı, kendimizi yapay, çoğu kez idealistçe olan kusursuzluk, ahlak doğruluğu ya da gerçeklik standartlarına göre yargılarken kullandığımız kıyaslama ve hakimiyet kurma vasıtasıdır.
11-İNANÇ YASASI; İnanç yasası bizim okuduğumuzdan, işittiğimizden ya da öğrendiğimizden daha çok şey bildiğimizi kabul etme temeline dayanır. Daha çok şey biliriz, çünkü biz daha öte bir şeyiz; evrensel bilgelik ile direkt bir bağlantıya sahibiz; yapmamız gereken şey sadece , bakmak, dinlemek ve itimat etmektir.
12-BEKLENTİLER YASASI; Enerji düşünceyi izler; biz hayal edebildiğimiz şeye doğru ilerleriz, onun ötesine değil. Varsaydığımız, beklediğimiz ya da inandığımız şey deneyimimizi yaratır ve renklendirir; beklentilerimizi değiştirerek, hayatın her alanındaki deneyimlerimizi değiştirebiliriz.
13-DÜRÜSTLÜK YASASI; Gerçek iç realitimizi tanımak, kabul etmek ve ifade etmek dürüstlüğün kalbini oluşturur; ancak kendimize karşı da dürüst olduğumuz zaman, başkalarına karşı da dürüst davranabiliriz. Bütünlük anlamında dürüstlük, negatif dürtülere rağmen yüksek yasalara uygun davranmayı gerektirir.
14-YÜKSEK İRADE YASASI; Ayrılıktaki benliğimizin ve küçük irademizin görüş noktasından bakıldığında , kendi arzularımız ve tercihlerimizi esas alarak davranmamız normaldir; küçük benliğimiz ve irademizi, yüksek bir iradenin rehberliğine teslim ettiğimiz ve eylemlerimizi ilgili herkesin en yüksek hayrına adadığımızda, hayatımızın merkezinde ilhamlı bir şevk hissederiz.
15-SEZGİ YASASI; Artık kendi kimlik ya da değer duygumuz için başkalarının fikir ve kanılarına güvenmediğimiz, onlara tabi olmadığımız zaman, ancak o zaman kendi sezgi ve bilgelik kaynağımızla temasa geçebiliriz. Hepimiz bir şeylere tapınma eğilimindeyizdir; mesele kanı tanrısına mı yoksa kalbimizin tanrısına mı tapınacağımızdır.
16-EYLEM YASASI; Ne hissedersek edelim, ne bilirsek bilelim, potansiyel yeteneklerimiz ne olursa olsun, sadece eylem onları hayata getirir. Kararlılık, cesaret , sevgi gibi kavramları anladığını sadece düşünenler, bir gün, ancak yaptığımız zaman bildiğimizi keşfederler; yapmak anlamaya dönüşür.
17-DEVRELER YASASI;Doğal dünya gündüz ve gece gibi ve mevsimlerin geçişi gibi büyük bir devreler modeli içinde var olur. Mevsimler birbirlerini itmezler;ne de bulutlar gökyüzünde rüzgarla yarışırlar; her şey tam zamanında vaki olur; her şeyin bir yükseliş ve düşüş zamanı vardır. Yükselen her şey düşer ve düşen her şey de tekrar yükselecektir. bu, devreler prensibidir. “
Bu yasaların her biri üzerinde zaman ayırıp düşünmek ve hatta, her birini hayatımıza nasıl ve nerelerde dahil ettiğimizi veya edemediğimizi fark etmek için bir çalışma yapmamız iyiliğimize olur. Belki, her sabah bir tanesini okuyarak güne başlamalı, tüm gün bu yasayı aklımızda tutarak, olayların içinde ve kendimizde bu yasanın tezahürlerini bulmaya çalışmalıyız. Bakış açımızı değiştirmek ilk başta kolay olmasa da , giderek rahatlayan ve hızlanan bir yoldur .
Eylemlerimizin ve kararlarımızin sevgiden, ve evrensel spiritüel yasalara uygun olması dileğimle.
UlyaCanAstroloji
Geri bildirim: Sorgula-Fark et-Dönüş- Dönüştür
Geri bildirim: Dur – Hayal Et – Dua Et
Geri bildirim: Atlantis’ten 2020’ye