“HER ŞEYDEN VAZGEÇİN, HERŞEY OLANI KAZANIN”

14 Ekim pazartesi gecesi Koç Dolunayı vardı, nasıl geçti dostlar? Oldukça kadersel ve frekansı yüksek olan bir dolunay enerjisi yaşadık. Nihayet yoğun enerji az da olsa dağılmaya başladı. Ben yaklaşık bir haftadır yazı yazamıyordum. Daha çok zihinsel olarak içe çekilme etkisi yarattı. Yani, ifade etmek ve paylaşmak değil, düşünmek, okumak, veri ve bilgi toplamak zamanı oldu. Her ne kadar sorumluluk algım “yazmalısın” dese de , hislerimi ve içimdeki sesi takip ederek mecburi bir kısa mola verdim. Ve sonuçtan memnunum, çünkü kendi adıma güzel farkındalıklar yaşadım bu hafta.

Plütonun sert bir etki ile yönlendirdiği bu dolunay enerjisi, hepimizin hayatına irili ufaklı sorunlar getirmiş olabilir. Yüzeyde görünenin altında ne oldu peki? Evrensel işleyiş, yüzeyde karşımıza her ne çıkarıyorsa -ki plüton bu mekanizmanın çok güçlü bir ögesi- mutlaka derinde yatan , görünenin altında olan başka bir şey vardır bize anlatılmak istenen veya yüzleşmemiz gereken. Ve bu defa mutlaka görelim diye çalıştı gökyüzü adeta. Bakış açımız genişledi, görüşümüz netleşti, yükseldi .

Bilincimiz ve bilinçaltımız, benliğimiz ve duygularımız , ben-sen-biz dengesizliğinde çekişirken, içimizi bir boşluk, bir hissizlik, bir anlamsızlık duygusu sardı. Çünkü, farkında olsak da olmasak da bazı konular çok netleşti önümüzde. Peki ya şimdi ne olacak? sorusuyla birlikte gelen endişe ve hiçlik duygusu…

Tam da bu noktada aslında Dolunay enerjisi bize bir şey anlatmaya çalışıyordu; Hayatındaki hiçbir şeye anlam yükleme ve bu anlama bağlanma.

Bu çoğumuz için çok kolay algılanabilir bir konu olmayabilir ama bunu tam anlamıyla içimize sindirmemiz isteniyor. Hepimiz hayatımızda bir şeylere anlam yüklüyor ve kendimizi de oradan ifade etmek istiyoruz. İfade etmek istediğimiz konu, her birimizin haritasına göre farklılık gösteriyor; Bir düşünün, siz kendinizi ne ile ifade etmek istiyorsunuz içten içe? işiniz, itibarınız, eşiniz, aileniz, varlığınız, eğitiminiz, bilginiz, hizmetiniz, sorumluluklarınız, çocuklarınız, evcil hayvanlarınız, yeteneğiniz..?

Ve şimdi, O ifade sonucunda aslında gerçekten ne almak istediğinize odaklanmanızı rica ediyorum. Gerekirse yazının devamını okumadan önce kendinize birkaç dakika verin düşünmek için . Veya yazıyı okuyup bitirdikten sonra her zaman tavsiye ettiğim gibi yazarak çalışın. Boş bir kağıda iki kolon açın; ifade şeklinizi ve karşılığındaki duygusal kazanımınızı yazın. Örn; sevgi , onaylanmak, desteklenmek, vb.

Bir sonraki basamak olarak, kendinizi ifade etmenizi sağlayan veya tam tersi ifadenizi kısıtlayan kişileri gözünüzün önüne getirin; Örneğin , ifade alanınız ‘itibar’ olsun diyelim ve siz bir anda kariyerinizde bir hezimete uğradınız, bunun sebebi de bir ‘müşteriniz’. O müşteriye yapacağınız satış ile sağlayacağınız ‘başarıdan’ oldunuz, yani ‘itibarınız’ sarsıldı.

Bu durumda Gökyüzü size diyor ki; “Bu başarısızlık anında , müşterinin yokluğunda, itibarın ancak sen izin verirsen sarsılır. İtibar senin içinde olan bir değerdir ve sen kendinden kendine itibar vermeye bıkmadan usanmadan , dışarıda oluşan şartlar ne olursa olsun devam etmelisin. “ Bu durumda yukarıda bahsettiğim ‘anlam yüklemesini’, müşteriye/satışa/başarıya bağlamak, bizim gerçek gücümüzü, değerimizi de dışarı vermemiz anlamına geldiği için, bu dolunay bize , ‘hiç bir şeye anlam yükleme’ derken aslında, ‘dışarıda görünen hiç bir şeye’ demek istiyor. Çünkü onlara ,o anlamı verenin de biz olduğumuzu anlamamız gerekiyor.

Bir alıntı ile yazımı bitirmek istiyorum;

 "HER ŞEYDEN VAZGEÇİN, HERŞEY OLANI KAZANIN"
M-Rüya gören iki kişi arasında ne bağlantı olabilir?
S-Onlar birbirlerini rüyada görebilirler.
M-İnsanların yaptıkları da budur. Herkes "başkalarını" imgeler 
ve onlarla arasında bir bağlantı kurmaya çalışır. 
Bağlantı sadece bunu arayandır, başkası yoktur.
S-Bizler ayrı ayrı birçok bilinç noktası olduğumuza
göre aramızda ortak birşey olmalı.
M-O birçok nokta nerede? Zihninizde. 
Dünyanızın zihninizden bağımsız olduğunda ısrar ediyorsunuz.
Bu nasıl olabilir?Başka insanların zihinlerini bilme arzunuz,
kendi zihninizi bilmeyişinizden dolayıdır. Önce kendi
zihninizi bilin o zaman başka zihinler sorusunun ortaya
çıkmadığını fark edeceksiniz. Çünkü başka zihinler yoktur.
Siz ortak faktörsünüz, zihinler arasındaki tek bağlantı sizsiniz.
Var olan bilinçtir. BEN-İM(VAROLANIM) hepsinde geçerli olandır.
 kaynak; ben o'yum-sri nisargatta maharaj