26 Aralık Güneş Tutulması ve 10 Ocak Ay tutulması arasında olduğumuz bu günlerde, ilişkilerimizde gerginlikler, hayal kırıklıkları kendini iyiden iyiye hissettirmeye başladı. Geçmişte kaldığını zannettiğimiz, üzerini örttüğümüz , yüzleşmekten kaçtığımız konular, hesaplaşmalar gündemimizi meşgul ediyor gibi görünüyor. Öte yandan, aile-iş arasındaki dengeyi sağlamakta zorlanıyoruz. Bir yandan yeni iş planları, kariyer planları yapmaya çalışırken, mevcut iş ortamında ekonomik zorlanmalar ve zorlu ilişkiler içinde mücadeleye devam ederken, diğer taraftan evde yenilenmeler, yeni düzenlemeler yapmaya çalışıyor,eş ve çocuklarla ilgili problemlerle uğraşıyoruz. Yeni yılın bu ilk günlerinde hayatımızda ne kadar çok şeyi yenilemek istiyoruz değil mi? Fakat mevcut enerji bizi, daha çok eskiden gelenlerle yüzleşmeye zorluyor.
Gökyüzünde, transneptünyen Hades, Kuzey Ay Düğümü ile birlikte yengeç burcunda ilerliyor. Yengeç burcundaki Hades, aile köklerimizden, aile geçmişimizden hatta üzerinde yaşadığımız vatan topraklarının geçmişinden kaynaklanan konuları yüzeye taşırken, Kuzey Ay Düğümü ile birlikle, ilerlememizin, tekamülümüzün şartını geçmişi temizlemeye, şifalamaya bağlıyor adeta. ( Hades’in sert etkisini en yoğun hissedenler 1960-1962 yıllarında doğanlar. Eğer bu yıllarda doğduysanız, muhtemelen geçmişinizle ilgili, olumlu veya olumsuz her tür dava,arazi,miras işleri ile de ilgilenmek zorunda olabilirsiniz. Aralık 1963-Haziran 1964 arası doğanlar Ay Düğümü Döngüsü; Nisan-Ekim 1973 arası doğanlar da zıt Ay düğümü Döngüsü yaşıyorlar ve yine Hades’ten oldukça yoğun etki alıyorlar. Geçmişleriyle ilgili önlerine gelen her konuda kendileriyle çalışmalarını tavsiye ederim. Bu dönemde kabul ve teslimiyet enerjisini hayatlarına dahil edebilirlerse hem aileleri hem de kendileri için özgürleşme ve şifalanma gelecektir.)
Bununla beraber, ilerleyen yazılarda detaylı olarak konuşacağımız Plüton/Satürn kavuşumu da yine dönüşüm için geçmişi günümüze taşıyor ve korkularımızı tetikliyor.
Peki biz ne yapalım? Burada iki konu ön plana çıkıyor. Birincisi duygularımızı ve beklentilerimizi fark ederek, güdüsel değil, bilinçli davranmak ve mantıkla düşünerek hareket etmek. İkincisi ise, Balık burcundaki Neptün’ün öğretmeye çalıştığı gibi; ilahi düzene ve akışa tam güven, koşulsuz sevgi ve teslimiyet.
Bu iki konu birbirine tezat gibi görünüyor bununla beraber, her zaman elimizden gelenin en iyisini yapıp, sonrasını Allah’a bırakırız değil mi? Yukarıda kastettiğim tamamen bu.
Herhangi bir ilişkide bir sorun yaşıyorsan;
Hayatımızdaki tüm ilişkilerimizde, ilişki dinamiklerimizi fark etmemiz, evrenin tüm mucizelerini ilişkilerimizin içinde de görebilmemiz , neşe ve keyifli ilişkiler içinde olmamız dileğimle .