Son iki yazımın ilkinde gökyüzündeki öncü nitelikten, ikincisinde 1.tesir kuşağından bahsetmiş ve bu etkilerin, bizleri aktif ,hareketli, başlatmaya hevesli, hatta başlatmaya iten etkiler taşıdığından bahsetmiştim. Güneş,Merkür,Plüton ve Satürn’ün kavuşumda olması ile, bu başlangıçların ve yenilenmenin; algımız, benliğimiz, kimliğimiz, kişiliğimiz, düşüncelerimiz, bakış açımız, mantığımız ve iletişim şeklimiz üzerinde olduğunu da belirtmiştim. Tüm bu etkilere bugün bir ilave daha yapmak istiyorum; Şubat ayı ortasına kadar bütün gezegenler düz harekette olacak, yani retro yapan gezegen yok. Yani gökyüzü tam gaz ileri harekette.
10 ocak ay tutulması ertesi, Uranüs retrosunu bitirerek düz harekete başladı. Ağustos ayının ikinci haftası ile geri harekete giren Uranüs bizi o tarihten beri, içsel süreçlerimizde bir isyan duygusuna sevk etmişti. İçimizde , özgürleşmek, bağımsızlaşmak ihtiyacı yükselirken, bazı şeyleri artık eski tarzda yapamayacağımızı fark ettik. Özellikle son 4 haftadır, Uranüs’ün Jupiter ile yaptığı olumlu açı, bu hislerimizi güçlendirdiği gibi, özellikle sorumluluk aldığımız alanlarda (iş hayatı , evlilik hayatı, günlük işler , vb) özgürleşme ihtiyacımızı oldukça büyüttü. İçimizdeki isyankar büyürken, Jupiter’in yardımı ile içsel devrimimizi nasıl yapacağımızla ilgili fırsatları, yöntemleri de görmeye başladık.
Uranüs geri hareketi bitince, özellikle son 4 haftadır içsel olarak maruz kaldığımız baskı sonucu oluşturduğumuz “yenilenme” stratejilerini bir kenara koymayalım. Şu anda bu stratejiyi tamamlayacak son bir kıvılcım, bir şimşek çakması bekleyebiliriz. Gökyüzündeki diğer etkilerin de yardımı ile, öncelikle kendi kişisel standartlarımızda bir devrim yaparak, uzun süredir planladığımız yeniliği realiteye geçirebiliriz.
Sevgiyle