8 Nisan Dolunayı ve oraya gelene kadar yaşadıklarımıza dair kısa bir özet

Bugün 2 Nisan. Sizlerle nisan ayının ilk yarısı hakkında konuşmak istiyorum. Yazımı okumak yerine dinlemek isterseniz;

Öncelikle mevcut durumu çok kısaca özetlemem gerekirse;

2019 Haziran ayındaki güneş tutulması ve ardından 2019 Aralık ayındaki güneş tutulması, barındırdığı çok güçlü enerji ile 2020 yılını başlattı. Ben yılbaşı mesajımı 26 aralıkta yayınlamıştım bu sebepten. Bu güneş tutulmasının , 18 yıl önceki döngüyü tetiklediği, 2001 yılının benzeri konuların benzerlerinin önümüzdeki 6 ay içinde hayatımızda yeniden tezahür edebileceğini söylemiştim. Aynı dönemde Jupiter oğlak burcuna geçmişti ve kişisel haritalara etkisini daha kolay anlayabilmek için 2008 yılına geri dönüp, o dönem ki yaşam konularınızı ve sorunlarınızı hatırlamanın faydalı olacağını söylemiştim.

Sonrasında, Ocak ayının 20 sinde bir ay tutulması yaşadık. Ve bu ay tutulması ile birlikte güneş tutulmasının etkilerini hayatımızda çok belirgin bir şekilde hissetmeye ve görmeye başladık. Oğlak, Yengeç Aydüğümleri ekseninde olan bütün bu tutulmalar bizi, topraktan suya gitmeye yöneltiyordu aslında. Maddiyattan, maneviyata. Dünyevi olandan ruhsal olana, kurumdan aileye, katı ve disiplinli bir kontrolcülükten, sevgi ve şefkatli bir besleyiciliğe. Bu süreçte, gitmemiz gereken yolda bize eşlik eden bir Hades vardı. Bunu çok açıklıkla ifade edemesem de o zaman, Hades, yolda ilerlerken keder içinde olacağımızı, kayıplarımız olacağını , hatta bu kayıplarımızın aileden ve aile büyüklerimizden çoğunlukla olacağını işaret ediyordu. Ve bu 6 -8 aylık süreçte pek çoğumuz ( elbette harita potansiyelimize bağlı olarak) kayıplar yaşadık.

Yine ocak ayında Satürn ve Plutonun  oğlak burcundaki kavuşumu kesinleşti. Bunun kolektif bir etki olduğunu, yani toplumları ilgilendiren olaylara gebe olduğumuzu,yeniden inşaa döneminde olduğumuzu, yeniye yer açılması için de  bildiğimiz tüm eski yapılarda,  devlet, kurum ve finans yapılarının büyük bir değişim içine gireceğini konuşmuştuk. Bu kavuşum, asıl olarak güç teması ve yeni güç temasının inşaası ile ilgilidir. Nitekim, 2019 Aralık güneş tutulmasının da asıl konusu buydu. Kişisel anlamda değerlendirirsek, bireysel gücün keşfedilmesi, ve bununla beraber güç savaşlarından uzak durulması gereken bir temayı simgeliyordu. Ağır Gezegenlerin yoğunlaştığı Oğlak, bir dişil burçtur, ve bu dönemde ay düğümleri de oğlak yengeç hattında dişil enerji çalıştırdığı için, dişil enerjinin dönüşümü, yükselişi, yeniden gücüne kavuşması dönemiydi. Zaten bu süreçte, pek çok dişil prensipteki asteroidin de konulara dahil olduğuna, yön verdiğine şahit olduk. Elbette her yükseliş ifşaatlarla olur. Bu nedenle, tüm dünyada bir ME TOO hareketinin başlamış olması, ülkemizde kadına şiddetin yoğun bir şekilde deşifre olması ve bu konuda aktif mücadelenin başlaması hiç şaşırtıcı değil.

Dışarda, toplumsal alanda oldukça çok konu ortaya çıkmaya başlamışken, 17 Şubat ta, düşünce ve iletişim gezegeni Merkür 4 Mart’a kadar sürecek geri hareketine başladı. Üstelik de bu yolculuğun büyük çoğunluğunu balık burcunda yapacaktı. Yukarıda söylediğim gibi, toprak elementinden su elementine gitmemiz gereken bu dönemin sonlarına yaklaşırken, sistemin düşüncelerimizi, zihnimizi okyanusun derinliklerine daldırmasını büyük bir yardım olarak görüyorum. O süreçte, dikkatimizi dışardaki olaydan daha çok içsel süreçlerimize yönelten bir enerjiden bahsediyoruz. içimize dönüp , kendimizle buluşmamız, ve geçmişte kaldığını zannettiğimiz ama aslında hala bitirmemiş olduğumuz tüm düşünce ve inanç kalıplarımızla, tüm ilişki ve sorunlarımızla muhatap olmak zorunda kaldık ki, artık bunları temizleyelim, temiz bir başlangıç yapalım.

Ve nihayetinde, 9 martta , sağlık hattında gerçekleşen Başak dolunayı sonrasında ortaya çıkan ‘takıntılı, histerik,kaotik’ bir dönemin içinde bulduk kendimizi. Bu dolunay haritasında ilginç olan şey, dolunay yükselen derecesi yöneticisi olan Venüs’ün boğa burcunda Uranüs ile kavuşuyor olması ve bu kavuşumun dolunay aksına  minör açılarla bağlı olmasıydı. Boğa burcu , bizim bu dünyaki maddi ve manevi değerlerimizi anlatırken, aynı zamanda dünyasal alanda sıkı sıkıya tutunduğumuz, bırakmak istemediğimiz herşeyi de anlatır. Kavuşumda olduğu Uranüs ise, boğa burcuna girdiğinden beri, biraz astroloji bilen herkesin hemen tahmin edebileceği gibi, özellikle para, değerli maden, sınırlar, varlıklar , doğa gibi temalarda çok ani ve köklü değişimlere sebep olabilecek devrimsel olayları  anlatır. Toparlayacak olursak, Başak dolunayı, bedensel temalara işaret ettiği kadar, en önemli ölçüde, insanoğlunun maddiyata ve dünyasal anlamda her tür güvenlik yaklaşımını da değiştirecek olayların bir tetikleyicisi olacağıydı . Hatta , mart ayı sohbetimde, özellikle üzerinde durduğum bir konu vardı; güvenliğinizi neye bağlıyorsunuz? Bankada şu kadar param olursa güvendeyim veya şu ilde, şu ülkede yaşarsam kendimi güvende  olurum mu diyorsunuz? Aklınızda kurduğunuz tüm bu güvenlik alanları, siz , kalben kendinizi güvende hissetmediğiniz sürece bir işe yaramayacaktır. Mevcut koşullarınız içinde güvende hissetmeyi başarabilmelisiniz.

Dolayısı ile, Mart ayında, Uranüs boğa ile temsil edilen olayları da yaşamaya başladığımız bir sürece girmiş olduk. Peki Uranüs boğa sembolizmasında ne bekleyebiliri; para politikalarında değişimler, küresel anlamda sınır değişimleri, finans sistemi değişimleri, değerli madenlere biçilen değer algısının değişimi, doğal afetler, insanın doğa ile ilişkinin değişimi, tarım ve hayvancılık ile ilgili değişimler, varlık paylaşımları vs . Siz de artık , özellikle mevcut ekonomik düzende bazı değişimlere ihtiyaç olduğunu düşünmüyor musunuz ne zamandır? Sıkışan, kilitlenen, adil olmaktan, insana ve doğaya saygılı olmaktan çok uzaklaşmış olan alanlarda bazı köklü değişimler olması gerekmiyor mu?

Ruhsal açıdan baktığımız zaman, Başak Dolunayındaki Venüs Uranüs kavuşumu bize çok kıymetli bir enerji veriyordu; alt ve üst bilincin birlikte çalışmasından doğan bir kişilik bütünlüğü, kişisel alandan çıkıp toplumsal alanda birey olmak, sosyal ve birleştirici olmak, Örgüt bilincinin gelmesi, yeni vizyon geliştirilmesi.  Sembolizmanın nasıl çalıştığına dikkat ediyor musunuz? Fakat, bu kavuşum kriz evinde olduğu için , bahsettiğim bu kavramların krizle hayatımıza gireceği de aşikardı.

Tüm bu süreçte, Neptün balık burcunda ilerlediği için, ilahi olana yönelmemiz, sistemin bir beklentisi ve aynı zamanda desteği. Resmin bütününü görebilme ve ilahi kaynakla bağlantı noktasında, merkürün de balıkta olması büyük bir avantaj.  Ruhsal kavrayışın çok yüksek noktada olduğunu gösteren sembolikler bunlar.

Bütün bunlarla birlikte, yine dolunay haritasında, oğlaktaki mars, GAD, satürn, plüto kümelenmesi, köklerimizi ve geçmişimizi temsil eden 4.evdeydi. Bu da, en derindeki kolektif karmanın temizlenmesine işaret ediyordu. Nitekim, 18 Mart tarihinde, ayın da oğlak burcuna geçmesi ile birlikte, bilinçaltımız ve duygularımız da bu toplaşmaya katıldığında, toplumsal korkuların tetiklendiğini yazmıştım. Ve unutmayın ifşa olan herşey özgürleşmeye ve temizlenmeye mahkumdur. Burada büyük bir kolektif karma temizliği yaşadığımızı düşünüyorum. İnsanlık tarihinde, çaresi olmayan hastalıklardan toplu ölümlerin olduğu dönemler olmuştur. Bununla beraber, bolluk/bereket ile ilgili korkular, güvenlik endişesi, tutsaklık, özgürlük, kölelik, itilmişlik gibi kavramlarda da büyük bir salıverme süreci yaşanıyor.

20-21 martta bir ilkbahar ekinoksu yaşadık. Aynı dönem Satürn de kova burcuna geçti. Bu enerjide, koç burcunun doğası ile yeni bir şeylere başlamak isterken satürnün engeli ile karşılaştık. Bu , coronavirüs engeli olarak tezahür etti yaşamımızda ve Satürn kovanın öğretisi bir anda yaşamımıza girdi; hepimiz, yaşadığımız toplumun içince birer birey olduğumuzu, ve toplum ile var olduğumuzu , toplum içinde birbirimize karşı sorumlu olduğumuzu fark ettik. Yaşadığımız olaylar, bizi her ne kadar bireysel olarak izole etse de( yine bir Satürn hava etsidir), aslında topluluk halinde yaşayan varlıklar olarak, dünyanın neresinde olursak olalım ne kadar da birbirimize bağlı ve hatta bağımlı olduğumuzu da anladık. Buradaki ince çizgi, toplum içinde asimile olmak değil, tam tersi bireysel farklılıklarımızı ön plana koyabiliyor olmamız. Peki biz kimiz? Bireysel olarak kendimizi , yeteneklerimizi nasıl tanımlıyoruz, nasıl ifade ediyoruz?

24 martta bir koç yeniayı yaşadık.  Marsın kova burcuna geçtiği, güneş ve ayın koç burcunda olduğu bu yeniayın bize mesajı çok açıktı “Doğal yeteneklerini kullanarak, ruhsal bütünleşme, farkındalık kazanma yolunda , eski ve yıpranmış olandan irade ile kurtulmak için, doğal yeteneklerini kullanma. Farklı bir vizyon geliştirmek için ilham ile dolma.” Mevcut koşullarda kendimizi sıkışmış hissetmek zorunda olmadığımızı, bu süreci , kendi içimizde ‘yeni bir denge’ye gelene kadar, maneviyatımızı ve yeteneklerimizi kullanarak yükselebileceğimizi anlatıyordu. Mars kova burcunda, bu konuda bizi çok destekliyor. Biliyorum, bu gösterge gereği özgürleşme arzusu ile dolduk ancak Satürn hemen yanıbaşında dururken, bunu fiziksel anlamda yapamacağımız kesin. O halde, tıpkı Merkür retrosunda , kendimize dönelimi duralım dediğim gibi, şimdi de, kendi yaratıcı yeteneklerimize yönelelim, orijinal ve benzersiz fikirlerle dolabiliriz, bunlara odaklanalım diyorum. Dışarı çıkamıyoruz diye söylenme değil, uyanmak için içerde kalma vakti. Üstelik de kendi içimizde ne kadar içeri ve derine gidebilirsek o kadar iyi. Evet bu bir yükselme süreci aslında. gökyüzünün bizi götürmek istediği yer, önce içimizde özgürlüğe kavuşmamız. Evde oturmuş, kısıtlandığımızı düşünürken , hava elementinin satürnün baskısı altında olduğunu unutmayalım ve hala, internet ve teknolojiyi kullanabiliyor olduğumuza şükredelim.Ve bu fırsatı verimli kullanalım, enerjimizi bozmak, dağıtmak için değil.

Önümüzde, 8 nisandaki dolunay var. Terazi dolunayı. İçinde bulunduğumuz durumda, uyum sağlayabiliyor olmanın ne kadar öneli olduğunu kavradık sanıyorum. Katı gerçekliklerimizden çıkarak, böyle de olabiliyormuş dedirten deneyimler yaşıyoruz. Terazi dolunayında, adaptasyon ve uyum konusunda oldukça gelişmiş olduğumuzu hissedeceğiz. Artık kendi küçük çerçevemizden çıkıp , konulara , başkalarının gözünden de bakabiliyor olacağız. Bilincimiz tamamen kendimizle meşgul olsa bile, başkaları için üzüleceğimiz, empati yapacağımız, hak ve adalet güdüselliğinde olacağımız bir döneme gireceğimizi işaret ediyor. Toplumsal alanda yerleşmiş olan Jupiter ile Pluto dolunaya kare yapacak .Yani, biz kalben bu noktaya kendimizi getiremezsek de, bu güçlü yapı , toplum içinde yaşanabilecek kayıplarla, bitişlerle , bizleri, sen-ben, ilişkiler, ilişkilerde adil olmak , hakkaniyetli olmak gibi konularda bakış açımızı değiştirmeye hazır. Dolunayda ayın yöneticisi Venüs, ikizler burcunda. Burada, zihni , bilgiyi ve iletişimi temsil eden ikizler burcunun, sevgi ve  mutluluk kavrayışımızı temsil eden Venüsü niteliyor olması çok anlamlı. Venüsün dispozitörü , ikizlerin doğal yöneticisi olan Merkür ise, birlik ve bütünlüğü temsil eden balık burcunda. Yani, mutlu ve huzurlu olmak için ihtiyaç duyduğumuz bilgiyi, kolektif alandan, sezgi yoluyla alacağız . Bu noktada, 4-5 nisan tarihlerine gelmek istiyorum. Partil bir Neptün-merkür kavuşumu yaşayacağız. Olayların arkasındaki sevgi realitesini görme fırsatımız olacak. Zihinsel olarak ilahi olanla çok yüksek ve kuvvetli bir bağlantı zamanı. Varlığın birliğinin idraki, ilahi aşk hissiyatı ile ilgili çok kuvvetli ve yapıcı bir enerji dönemi. Kaldı ki, Venüsün ezoterik yöneticisi ikizler burcudur. Zihinsel değil, düşünerek değil, daha yüksek bir anlayışla, yepyeni bir sevgi anlayışı ile yüksek bir bilgeliğin açığa çıkmasıdır.

Özellikle 8 Nisan’a kadar olan süreçte, mutlaka sessiz kalma, kendinle başbaşa kalma, meditasyon ve farkındalık çalışmaları yapmanızı öneriyorum. Özellikle 4-5 nisan tarihlerinde mutlaka açık kalp ile dua edelim. Enerji ile akışta olmaya, değişime açık olmaya niyet edelim. Sevgiyle kalın

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: