Bugün Hıdırellez. Hıdırellez’de, neden niyetler gül dibine dikilir hiç düşündünüz mü?
Gül sembolizmi, pek çok kültür, dini ve mitolojik yaklaşıma göre farklı anlamlar içerir. Gül, doğadaki fraktal yapıya çok güzel bir örnektir bence. Doğanın matematiğinin muazzam bir ürünüdür. ‘Fraktal; matematikte, çoğunlukla kendine benzeme veya oransal kırılma özelliği gösteren karmaşık geometrik şekillerin ortak adıdır.’* Gül, bir merkezden, dairesel bir yapılanma ve belli bir oran ile, giderek büyüyen taç yapraklarla şekillenir. Dışardaki taç yaprakları bir bir kopardığınızda, merkeze ulaşırsınız.
Bu merkez islam tasavvufunda Kalp Gözü olarak adlandırılır. Gülün gonca hali insanın Allah ile bir olması, gülün açmış hali ise birliğin çokluk olarak görülmesini temsil eder. Bir insanın kalp gözüne ulaşması için, yoğun bir içsel çalışma yapması ve egosunu, niyetlerini, düşüncelerini denetleyebilen olması gerekir. Dolayısıyla burada kalp gözüne ulaşmak, spiritüel aydınlanma anlamındadır.
Hıdrellez akşamı, gelip tüm dileklere dokunarak, kendi bereketini herkesin dileğine yansıttığına inanılan Hz.Hızır kimdir peki? Kur’an-ı Kerim’de, Kehf Suresinde Hz.Hızır ile Hz.Musa’nın karşılaşmasına dair bir öykü anlatılır. Bu öyküde, Hz.Musa ve arkadaşı, iki denizin birleştiği ( ikiliklerin bir olduğu ) yere geldiklerinde, ellerindeki balık (bilgi) denize kaçar. Musa ve arkadaşı bilginin peşine düşerler. Bundan sonra şöyle yazar ” Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan rahmet vermiş, kendisine tarafımızdan bilim öğretmiştik.” Bahsi geçen kişinin Hz.Hızır olduğu söylenir. Ve bir yolculuk sırasında Musa’ya bilgelik örneği olarak eğitim verir. Bu öyküde anlatıldığı şekli ile , eğitimin temel konusu, yüzeyde görünen olayların asıl yüzünün farklı olduğu gerçeğidir. Kalp gözünden bakılabildiğinde hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Hızır, gerçek bir bilge olarak, şuurlanmış, uyanmış bir kişinin ‘bütün’ ile temasını ve olaylara ben değil, biz diye yaklaşımını anlatır. Sufizmdeki, gökyüzü ile yeryüzü evliliği, bir elin yukarıda, bir elin aşağıda olması gibi.
Bugün, aynı zamanda düşünce ve zihin gezegeni Merkür cazimi konumda, yani zodyağın, ve güneş sistemimizin kalbi Güneş ile kavuşumda. Cazimi kelime anlamı ile cezmi, yani anlayan, kavrayan, bilen anlamlarında. Merkür, mitolojide, tanrılarla insanlar arasında mesaj taşır. Cazimi olduğunda, kralın makamına kadar gitmiştir, kimbilir ne talimatlar, emirler ve bilgiler alacak, ve insanlığın hangi mesajlarını krala yüzyüze anlatabilme fırsatı bulacaktır. Bazı kaynaklara göre Hızır, Yunanlılardaki Hermes, Mısırlılardaki Thot ile aynı kişidir, ve o kişi astrolojide Merkür’dür. Merkür bereket ve bollukla ilişkilendirilmez ama asıl konusu bilgidir, bilgiyi gökyüzü ile yeryüzü arasında taşımasıdır.
Bugün aynı zamanda, ay düğümleri burç değiştiriyor. Aydüğümleri yaklaşık 18 ayda bir burç değiştirir. Nihayet oğlak -yengeç hattından çıkıp, yay- ikizler hattına geçiyor. Yay-ikizler bilgi ve iletişim hattıdır. (Detaylarını ayrıca başka yazıda yazacağım.)
Ve , bir 5-5 günündeyiz. Hem 5.ayın 5’i, hem de, 5+5+2+0+2+0=14=1+4=5. Kuvvetli bir yenilenme ve değişim enerjisine işaret ediyor. Tüm bu bilgilerin ve göstergelerin ışığında niyetimizi ortaya koyalım;
“Bugün,kalp gözümün açılmasına, görmem gerekenleri, bilmem gerekenleri görmeye niyet ediyorum. İhtiyaçlarımı ve dileklerimi biliyorum, tanımlayabiliyorum. İhtiyaçlarımı ve dileklerimi ortaya koyarken, evrenle ve yaradanla paylaşırken, arkasında yatan gerçeklerin de farkındayım. Ben artık sadece görünen ihtiyaçlarıma değil, görünmeyenlere de vakıfım. Gerçek ben ne istiyor biliyorum. Egomun ve tüm benliklerimin yüzeyde beni nereye çektiklerini biliyor, onları anlıyor ve kabul ediyorum. Bilgi benim hazinemdir, bilmeye niyet ediyorum.
Bu dünyada, dengede yaşamaya niyet ediyorum. Bunun için, Ruh-Beden-Zihin dengemi koruyorum. Doğaya ve doğadaki tüm canlılara saygı duyuyorum. Ateş-Hava-Toprak-Su, tüm elementlerin değerini kavrıyor, bedenimde ve yaşamımda elementleri dengeliyorum. Bu gece dileklerimi toprağa gömüyor, ateşten atlıyor ve sabah niyetlerimi suya atıyor, temiz havayı içime çekiyorum. Böylece tüm elementlerle temas ederek, varlığımı ve varlıklarını onurlandırıyor, bir bütün oluyorum. “
Kaynakça; Kur'an-ı Kerim'in Gizli Öğretisi / Ergun Candan Ezoterizm'e giriş / Ergun Candan