1 aylık bir aradan sonra yeniden merhaba. İnsanın zihninin , tıpkı toprak gibi, belli zamanlarda nadasa bırakılması gerektiğine inanıyorum. Özellikle bizim gibi zihinle çalışanlar için. Bilgilerin sindirilmesi, kalp/zihin/beden senkronizasyonun sağlanması , tıpkı nadasa bırakılarak dinlendirilmiş bir tarla gibi, sonrasında daha verimli hale gelmesine imkan tanıyor. Umarım sizler de bayram tatilinde zihnen dinlenmiş ve sağlık içinde rutinlerinize dönmüşsünüzdür.Gelelelim bugün ki konumuza;
Dün akşam Kova burcunun 11 derecesinde bir dolunay yaşadık. Dolunayın ana temasını , ‘bireyler için, yaşamın içinde kendilerini özgürce ortaya koymak’ olarak tanımlayabiliriz kısaca.
.
☘️Aile ilişkileri ve toplum içinde ( özellikle kariyer ortamımızda ) bizi isyana sürükleyen, öfkelendiren durumlar olabilir. Hatta, tepkimizi ani ve yıkıcı olarak ortaya koymak isteyebiliriz. Kendimizi, yeter artık bu durumdan/kişiden özgürleşmek istiyorum derken bulabiliriz. Kişileri ve durumları sıkça suçluyor olabiliriz.
.
☘️Bu noktada , temelde yapmak istediğimiz şeyin “sınırlarımızı korumak” olabileceği ihtimali üzerinde biraz düşünelim. Çünkü, Dolunay enerjisini bir çorba gibi düşünürsek, bu çorbanın içinde kendi bireyselliğine ve özgürlüğüne düşkün Kova burcu enerjisi, asi/isyankar/yıldırım gibi ani ve hızlı Uranüs, ‘ben’ derken kükreyen Aslan burcu enerjisi bir üçlü olarak , en göz önünde olduğumuz noktada, ihlal edilen sınırlarımızı görmemizi engelleyen, sevgi adına suistimal edilmeye müsait olmamıza neden olan Amor asterodini tetikleyerek, bizi gerçekleri görmeye zorluyor.
.
🍀Bu sebeple bence bu dolunay, kova burcundaki retro Amor’un şifası için çalışıyor.
Toplum içinde veya aile içinde, saygı görmek, sevmek ve sevilmek için bazı sınırlamalar ve koşullara kabul veriyor olabiliriz. Bir düşünün, iş yerinde kimin veya hangi şartların sizi sınırladığını düşünüyorsunuz? veya ailenizde , sevilmek ve kabul edilmek için neler yapıyor, neleri görmezden geliyorsunuz? Elbette her tür ilişkide sınırlar ve koşullar olması doğal, bununla beraber bunların farkında da olmak gerekiyor. Tam tersi, hiç sınırlarını bilmeyen bir kişiyseniz bunun da farkında olmak gerekiyor. İşte bu dolunayda, kova burcundaki retro Amor’un görmemizi engellediği veya görmezden gelmemize sebep olduğu noktalar tetikleniyor ve ortaya çıkıyor. Dolayısıyla kısıtlanmışlık, hapsedilmişlik hisleri ile ani öfkeye ve isyankar davranışlara açık bir enerji var. Eğer sizde böyle hissediyorsanız, öfkenin altında yatanı bulmak için sorulacak sorular şunlar olabilir;
Amor, aşk ile koşulsuz sevgi ve kabullenme ile ilişkilendirilir. Koşulsuz sevgi bu dünyada yaşayan bizler için ulaşılması zor bir hedef gibidir. Öyleyse, koşullu sevdiğimizi kabul ederek işe başlayabilir ve Amor’un anlattığı koşulları fark etmeye çalışarak, en azından kendi koşullarımızı bilme noktasına gelebiliriz. Empati yapmak bu noktada kolay hale gelebilir.
Kolektif enerjide bu kadar yoğun bir bireyselleşme, kendini özgürce ortaya koyma gayreti olunca, toplumsal alanda bunun yansımasını özgürlük, hak ve adalet arama eylemleri şeklinde görebiliriz.
Sağlık , sevgi ve ışıkla…