Ağustos ayının ikinci yarısına, bugün kesinleşen Pluto/Mars mücadelesi damga vuruyor.
Savaşçı Mars, en aktif, agresif ve enerjik konumu ile, tutulamayan, kontrol edilemeyen, eylemlerinin ve girişimlerinin önünü, arkasını düşünmeyen, kimseye danışmadan, fikir sormadan sadece bildiğini yapmak isteyen ve bu uğurda önünde engel tanımayan, genç ve güçlü bir karakter.
Pluto , yer altı tanrısı; dokunduğu yeri kendi karanlığı ile kaplayan, kudretli , deneyimli, ne yaptığını ve ne yapmak istediğini iyi bilen bir güç. Pluto’nun karanlığının içindeki hazineyi bulup, mümkün olan en az zararla oradan çıkmak ancak Pluto’ya temas edenin bilinç düzeyine kalmış.
Bu kısa girişten tahmin edeceğiniz gibi, bu iki gücün çatışması oldukça sevimsiz olaylar doğurabilir. Belki de 15 Haziran’dan beri içinde olduğumuz “rahat” dönemin artık bittiğini anlatıyor. ( Burada , rahat kelimesini 2020 yılı koşulları içinde yorumlayalım, çünkü 2020 yılı, tüm kavramların yeniden tanımlandığı bir yıl ) Bu çatışmadan neler doğabileceğini ve içinde barındırıyor olabileceği fırsatları görebilmek için, her iki enerjiyi de ayrı ayrı inceleyelim;
PLUTO; oğlak burcundaki seyahatine devam ederken, geçtiğimiz Nisan ayında geri hareketine başladı. En göz önünde, dışarda yaşanan olayları, en derine ve karanlığa sürükleyerek bir tür bilinç ve vicdan sorgulatması yapmaya başladı. her birimizin haritasında farklı konularda açılıyor olsa da, Oğlak burcu ile temsil edilen tüm konular; geleneksel devlet/aile yapıları, geleneksel yönetim, iş hayatı, çalışma anlayışı, sorumluluk anlayışı , sınırlar ve engellemeler sorgulanmaya başladı. Örneğin ‘benim dediğim emirdir’ tarzı yönetim anlayışı , veya ‘ baba evin reisidir’ tarzı aile yapısı veya ‘ şöyle böyle olmak ( sizin nasıl doldurmak isterseniz, size bırakıyorum) saygındır’ gibi yaklaşımlar yoğun bir sorgulama altında. Pluto, yıkımı beraberinde getirir. Çünkü yeniye yer açılması gereklidir. Bu bahsettiğim konularla ilgili yıkımlar oğlak burcundan çıkmadan önce yani 2024den önce gerçekleşecektir.
Şimdi yeniden kişisel haritalarımıza dönelim. Bir süredir sürekli eskiden bazı anlar gözünün önüne geliyor mu? Orada neyi doğru, neyi yanlış yaptığını sorguluyor musunuz? Kendi vicdan muhasebenizi yapıyor musunuz? Şimdi bunu, Pluto/ Mars etkileşiminin bir tarafı olarak aklımızda tutalım ve Mars’a bakalım.
Mars, Haziran ayı ortalarında Koç burcuna girdiğinde, hayatlarımızın bazı alanlarında içimiz yeni bir şeyler yapma, harekete geçme ve yaşam enerjisi ile doldu. Bazılarımız kendini her şeyi yapmaya muktedir hissetmeye başladı. Marsın bu konumu yaşamsal anlamda gerekli olan bir enerjiyi sağlarken, beraberinde agresiflik ve öfke de getirdi. Bununla beraber, Mars haritamızda dolaşırken temas ettiği alanda bizi mücadeleye zorlar. O alanda tüm fiziksel gücümüzü kullanmak zorunda kalabiliriz. Ve pek tabii, bu alan bazılarımız için odak noktası olmayabilir. Bu da , Pluto/ Mars etkileşiminin diğer bir tarafı.
Mars’ın bu gayretli haline, Pluto baskıcı ve sorgulatmaya yönelik enerjisi ile sert bir etki yapınca ne olabilir? Mars öfkeden patlayabilir. Öfkeden kudurmuş bir mars, ki mars aynı zamanda askerdir, yaşamak/yapmak için mücadeleye başlayabilir. İşte tam bu noktada, güç savaşları başlar.
Bir başka olasılıkta, Mars Pluto’nun sorgulatmak istediği derinliklere dalarak, en derindeki korkuları yüzeye taşıyabilir. Yönetilemeyen korkular yine öfkeye dönüşebilir. Ve mars yine öfkeden çıldırabilir.
İçimizde savaşan güçleri ve motivasyonlarını anlatmaya çalışıyorum. İçimiz ne ise dışarıya o yansır unutmayın. O yüzden, dünyadaki patlama, çatışma, taciz, tecavüz , sınırların ihlali gibi haberleri okurken, içimizde neler olduğuna da dönüp bakmamız gerekir. Sadece yüzeyde olana bakıp, ‘vah vah tüh tüh’ yapamayacağımız bir ruhsal uyanış içindeyiz. “Keşke ben eski zamanlarda yaşasaydım. tüm sorumluluğu dışarı atmak, sadece gözlemlemek ve eleştirmek kolaydı” diyebilirsiniz. Ama bu dönemde yaşıyorsak, büyük planda mutlaka bunun da bir sebebi vardır, ve mutlaka ruhsal olarak kendini sorgulama ve dünyayı dönüştürme potansiyeli ile donatılmışızdır.
Neptün hala Balık burcunda, ilahi düzen kendini kapitalizm ve çevresinde gelişmiş sosyal yapıların girdabında unutmuş insanoğluna, yaşamın içinde tüm insanların birliğini, doğanın, dünyanın ve hatta evrensel varlıkların ve dinamiklerin birliğini/bütünlüğünü anlatmaya çalışıyor. Güneş, Aslan burcunun son dekanına girmişken, KALP ve SEVGİ çalışmaları yapmak, kalbi sevgiye açmak için çok güzel bir zaman. Aslan burcu yaşamsal sevgiyi , çoşkuyu ve neşeyi ifade eder. Belki de varlığın dünyadaki amacı bu yaşam keyif-neşe ve çoşkusunu keşfetmektir…
Sevgiyle kalın
NOT: Astrolojik danışmanlık almak için burayı ve burayı incelemek isteyebilirsin.