Satürn-JUPİTER BÜYÜK KAVUŞUM

Jupiter and Saturn and the Great Conjunction Curse | Hudson Valley One

Astrolojinin iki sosyal gezegeni Jüpiter ve Satürn bildiğiniz gibi 21 Aralık 2020’de, tam da kış gündönümünde kova burcunda kavuşacaklar. Bu elbette ki ilk kavuşumları değil. Jüpiter Zodyak kuşağının çevresindeki turunu yaklaşık 1 yılda, Satürn ise 2 yılda tamamlar. Dolayısıyla her 20 yılda bir aynı burçta bir araya gelirler. Bu kavuşumlar yaklaşık 200-220 yıl boyunca ( arada 1 veya 2 kavuşum dışında) hep aynı elementte olur . Element değişiminin yaşandığı yıl, sonraki 200 yıl içinde, sosyal alanda yaşanacak olayların hangi elementle ilgili olacağını, yani hangi elementle ilgili temaların ön plana çıkacağını belirler. Pazartesi günü bir hava burcu olan Kova burcundaki kavuşum ile birlikte, 2140 yılına kadar bu iki gezegen hava elementine dahil burçlarda kavuşmaya devam edecekler. Bunun anlamı, toprak elementi vurgusu yaşadığımız koca bir 200 yıllık süreç bitiyor ve hava elementi vurgusu olan bir sürece giriyor olduğumuzdur. ( Son 220 yılın kavuşumlarının listesini yazının sonunda bulabilirsiniz.)

Öncelikle, bu iki gezegenin genel arketipsel kavramlarına bakalım. Jüpiter; felsefe, din, bakış açısı, uzak yerler ve uzak yerlerle ilgili şeyler, yüksek öğrenim, hak, hukuk, adalet ve yasaları temsil ederken, Satürn; otorite, devlet, yapı, sınırlar, şekil, düzen, sistem, organizasyon, yönetim, inşaa etmek, başarmak ve statü gibi konuları temsil eder. Jüpiter kuramsa, satürn uygulamadır. Jüpiter hipotezse, Satürn hükümdür. Jüpiter yasa ise Satürn o yasaları uygulamaya koyandır. Jüpiter üniversite ise Satürn üniversite yönetimidir. Jüpiter ufukları aşmak, uzaklara gitmek, genişlemekse, Satürn sınırları belirlemek, güvenli ve geleneksel alanda kalmak hatta daralmaktır. Jüpiterin bollaştırma, aşkınlaştırma, genişletme enerjisi çoğu zaman Satürn’ün daraltan, sınırlayan ve engelleyen enerjisine tercih edilse de, Satürn’ün kontrolcülüğü olmasa Jüpiter’in aşırılıklarının sonucu olumsuz olabilir veya uygulamadan yoksun kalabilir.

Peki, bu ikilinin toprak burcunda kavuşum yaptığı, 19.yy ve 20 yy.da ne gibi sosyal gelişmeler olmuş bakalım;

Bu zaman diliminde toprak elementinin maddi, doğal ve pratik uygulama özelliklerini felsefi akımlarda görebiliriz.

  • “Temel doğadır. Doğanın dışında hiçbir şey yoktur. Her şey gibi, düşünce de doğanın ürünüdür” diyen, Feuerbach Materyalizmi; (ki Karl Marx ı da etkilemiştir)
  • Olayların değerlendirilmesinde tarihe ve tarihselliğe öncelik veren Tarihselcilik
  • Sadece gözlemlenebilir olguların üzerine kurulu bilginin gerçek olduğunu, gözlemlerin ise her türlü öznel etkiden arınmış bir şekilde yapılması gerektiğini belirten Positivizm
  • Eylem ve pratiği felsefi ilke olarak bilgi ve düşünce karşısında üstün gören Pragmatizm, gibi akımlar, toprak elementinin, doğa, madde, form, pratiklik ve materyalizm gibi kavramları tam örtüşmektedir.
  • 19.yy sonlarında ise, bu akımlardan bağımsız olarak, Platon’dan beri süre gelen metafizik felsefe geleneğine ve yerleşik düşünce kategorilerine karşı ilk köklü itirazlar ve sorgulamalar  yapan Nietzsche , varoluşçu felsefeye yeni bakış açıları getirmiştir.
  • Eş zamanlı olarak, farklı kollardan çeşitli filozoflar, temel kavramlar olarak özgürlük ve iktidar karşıtlığı, hiyerarşik düzenlemelerin reddiyesi gibi ortak paydalarda buluşmuş ve Anarşik Felsefe oluşmuştur.
  • Karl Marx ise bu anarşik filozoflara karşı çıkarak felsefesini ortaya koymuştur.

19 ve 20.yy lar, sanayi devrimlerinin de gerçekleştiği yıllardır. 18.yy sonlarında, su buharının enerji olarak kullanılmasıyla ( ki bu yıllar jüpiter -satürn gezegenlerin ateş elementi burçlarda kavuştukları dönemlere denk gelir) icat edilen makinelerle, demir-çelik ve petrol ile sanayileşme başlamış, 1840 lardan sonra otomasyon dönemi başlamış ve 1950 lerden sonra bilgisayar ve elektronik yeni bir sanayi döneminin kapısını açmıştır. 1.sanayi devriminin başlamasından itibaren, sosyal yaşantılarda değişiklikler olmuş ( ki satürn ve jüpiter konumuz olduğu için bizi ilgilendiren yönü burasıdır) , kentleşme hızlanmış, sanayi kentlerinde nüfus hızla artmıştır. Beraberinde materyalist toplum yapısı da giderek yayılmıştır.

1980 yılına geldiğimizde ise, iki gezegen bu defa hava elementi burcu olan Terazi ‘de 1 yıl içinde 3 defa kavuşmuştur. Terazi adalet ve eşit haklarla ilgili bir burçtur. Gündeme gelen toplumsal olaylar da bu konular üzerinedir;

  • Çalışma hayatında kadının yeri hızla arttı. (1970’lerdeki eğilim devam etti ve ingilizce konuşan toplumlardaki kadınlar kendilerine “Mrs.” veya “Miss” demek yerine “Ms.” demeyi tercih etmişlerdir. Benzer bir durum  Almanya’da da yaşanmıştır, evli olanları diğerlerinden ayırmak için “Frau” ve “Fräulein” kelimeleri kullanılmıştır. Çoğu batı ülkesinde, kadınlar evlilik sonrasında da kızlık soyadlarını kullanmaya devam etmişlerdir; Kanada’da evlilikten sonra kadının soyadını değiştiren yasanın uygulanmasına son verilmiştir.)
  • Güney Afrika’daki beyaz azınlığa karşı olan kurallara dikkat çekilmiştir.
  • Çoklu otoriter komünist rejimlere karşı doğu ülkelerinde demokrasinin hazırlayıcısı kültürel tutumlar baş göstermiştir.
  • Çevre meseleleri daha dikkatli ele alınmaktadır. Batı Avrupa ülkeleri, yağ kullanımını azaltmak, çöpleri yeniden işlemek ve su ve enerji tüketiminde tutumlu davranılmasını sağlamak için “yeşil dostu” politikalar izlemeye başlamışlardır.
  • LGBT hakları Batı dünyasında hızla kabul edilir olmuştur.

Jüpiter ve Satürn’ün 2000 yılında Boğa burcunda kavuşumları sonrası ise, boğa burcu ile temsil edilen, para, varlık, değerli maden, yiyecek, sanat gibi konulara toplumun ilgisi artmıştır. Özellikle ekonomik krizler pek çok insanı krize sürüklemiş ve kapitalizm acı reçeteler yazmıştır.

2020 yılı, Satürn ve Jüpiter’in tam derecede kavuştuğu bir yıl olmasa da, neredeyse tüm yıl, Plüton’un da dahil olduğu bir üçlü grup olarak , adeta toprak döneminde aşırıya kaçılan materyalist yaklaşımlara bir son vermek istercesine, yine toprak burcunda olan Uranüs’ün de desteği ile ve aslında ona hizmet ederek, hepimizi mevcut toplum hayatından alıkoyan etkiler getirmiştir. Artık tıkanmış olan ekonomik yapıların daha da zora girdiği süreci başlatmıştır.

Bütün bu kısa analizin sonunda, bundan sonraki 20 yıl ile ilgili tahmin yürütecek olursak elbette Kova burcunun niteliklerini ve hava elementini konuşmamız gerekir. Hava; iletişim, formsuzluk, yayılma, düşünme, akıl ile ilgili, pozitif yang bir elementtir. Havanın uygulamadan yoksun olduğu söylense de, düşünmek yaratımın başlangıcı olduğu için aslında üzerinde konsantre olunmuş tüm yeni fikirler zamanı gelince yaratıma girer. Kova burcu ise; yenilik, hümanizm, idealizm, icatlar, teknoloji, uzay, uzay bilimleri, devrimsel çabalarla ilgili, duygularının esiri olmayan rasyonel eril bir burçtur.

  • Önümüzdeki süreç, özellikle 2023 yılı Şubat ayı ortalarına kadar, pek çok teknolojik gelişmeye şahit olabiliriz. Hali hazırda kullandığımız üstün teknoloji olarak nitelediğimiz aletlerimiz, kısa süre içinde demode olabilir ve hatta işe yaramaz hale gelebilir. Özellikle iletişim teknolojileri, uzay teknolojileri ve tıp önde giden konular olacaktır.
  • Uzaylılar ve uzay hakkında her zamankinden çok konuşabilir, hatta belki gözlemlerde bulunabiliriz.
  • Yeni bir gezegen keşfi olabilir.
  • Sosyal hayatımızda, özellikle içinde bulunduğumuz toplumda yeni idealler, farklı arayışlar ve görüşler duyabilir, hatta belki biz yeni görüşler geliştirebiliriz.
  • Toplumun her bireyinin daha bireyselleşeceği ortamlara çekilebiliriz.
  • Toplum içine farklı olarak nitelenen grupların hak arayışlarına şahit olabiliriz.
  • Yardım kuruluşlarının arttığını fakat geleneksel bazı örgütlerin dağıldığını, işlevini yitirdiğini görebiliriz.
  • İletişimin şeklinin değiştiğine şahit olabiliriz.
  • Pek çok alanda ve bilimde, bilgiler güncellenecektir. Özellikle 2022 yılının başına kadar Ay Düğümlerinin de yönlendirmesiyle, bildiğimiz doğrular hızla yerini yenilerine bırakabilir.
  • Spritüel (ruhsal) yaklaşımlar , akımlar da bu yenilenme sürecinden nasibini alacaktır.
  • Kova ile eşleştirilen meslekler olan alternatif tıp, astroloji, ileri teknoloji ile ilgili işler ön plana çıkarken, tüm iş alanlarında kovaya özgü, monotonluğa karşı farklı ve yeni bakış açıları görülebilecektir.
  • Kova kısıtlanmaktan hiç hoşlanmaz, haksızlığa gelemez. Adil ve özgür bir düzen çabası da gelecek dönemde karşılaşabileceğimiz bir konu olacaktır.

Bu bir kova çağına giriş değil evet ama kova çağına ön hazırlık olan bir kova dönemi. Aklın duygulardan çok daha önde olacağı bir döneme giriyoruz. Belki de insanoğlu artık yavaş yavaş duygu kontrolünü sağlayabilecek noktaya geliyor. Bu bağlantıları da başka bir yazıya bırakalım. Bu süreçte bizler kendimizi nasıl konumlayalım bunun üzerine biraz düşünmek gerekebilir. Kavuşumun yükselen burcunuza göre etkilerini sonraki yazımda yazacağım.

Sevgiyle

|JUL 17, 1802 | 5 derece başaktoprak
|JUN 19, 1821 |24 derece koçateş
|JAN 26, 1842 |8 derece oğlaktoprak
|OCT 21, 1861 | 18 derece başaktoprak
|APR 18, 1881 |1 derece boğatoprak
|NOV 28, 1901 |14 derece oğlaktoprak
|SEP 10, 1921 | 26 derece başaktoprak
|AUG 08, 1940 | 14 derece boğatoprak
|OCT 20, 1940 |12 derece boğatoprak
|FEB 15, 1941 |9 derece boğatoprak
|FEB 19, 1961 |25 derece oğlaktoprak
|DEC 31, 1980 | 9 derece terazihava
|MAR 04, 1981 |8 derece terazihava
|JUL 24, 1981 | 4 derece terazihava
|MAY 28, 2000 |22 derece boğatoprak
|DEC 21, 2020 |0 derece kovahava
GEÇTİĞİMİZ 200 YILIN SATÜRN-JÜPİTER KAVUŞUMLARI

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: