Aşk ol, Sevgi ol, Başarı ve Bereket ol… Dolunayın enerjisini bir önceki yazımda bu şekilde okumuştum. Peki, bunu yapmak nasıl mümkün olabilir?
Dolunay derecesinin Sabian sembolü bize bu konuda çok yardımcı olacak; “Bir sanat galerisinin özel odasındaki duvarda asılı 3 baş yapıt sanat eseri.”
Bir baş yapıt nedir, önce ona bakalım; ‘ustalık ürünü olan, usta işi yapıt, çok üstün ve kalıcı nitelikte olan yapıt’. Demek ki, bir baş yapıt olabilmesi için herhangi bir eserin, öncelikle yetenekli bir usta / sanatçı elinden çıkmış olması lazım. Bir düşünelim, en yetenekli sanatçılar kimlerdir? Cevap için birkaç saniye bekleyin lütfen. Kendi hayal gücünü, kendi potansiyelini cesaret, sabır ve azimle ortaya koyan kişilerdir. Tarihteki büyük isimlere baktığımızda, zamanlarının sanat algısında farklı bir noktada yaratıcılık ortaya koyduklarını, fakat bunu yaparken de dışardan gelen tüm olumsuz tepkilere direnerek yapmış olduklarını görürüz. Peki neden? Bu insanlar kendilerine ve kendi yaratıcıklarına güveniyorlardı. Kendi yaratıcı yeteneklerinin farkında ve bilincindeydiler, dışardan gelen yorumlar onlar için önemli değildi.
Tekrar tanımımıza dönecek olursak, bir eserin başyapıt olabilmesi için ikinci kriter neydi; ‘kalıcı nitelikte olması’. Peki bir eseri kalıcı kılan nedir? Eşsiz ve zamansız oluşu, bu da bence ancak eserin enerjisi ile tanımlanabilir. Her şey frekans ise, bu eserlerin yaydıkları frekans , kitleleri zamansız bir şekilde etkileyecek düzeyde olmalı. Bu frekans SEVGİ frekansı olabilir mi? Çünkü tüm bu eserler, AŞK ile , üstelik de ilahi aşk ile yapılmış eserlerdir. Sanatçının, aşk hali, ilham hali, kozmik bilinç ve ilahi olanla bağlantılı olduğu haldir.
Her birimiz kendi yaşamlarımızda birer sanatçıyız, çünkü yaşama sanatını icra ediyoruz. Yaşama sanatını icra ederken bizler, bir önceki bölümde de yazdığım gibi, Aşk ve Sevgi’yi bir amaç olarak, adeta her uzandığımızda biraz daha uzaklaştıralan bir yem olarak algılıyoruz. Oysa ki kendimizin Aşk ve Sevgi olduğunu, bunları içimizde bulabileceğimizi anlamamız gerekiyor. Allah bizleri Aşk ile yarattı ise, biz neden aşkı uzaklarda arıyoruz.
Sabian sembolünde 3 eserden bahsedilmiş, bu neden olabilir? Çünkü 3, ilk form oluşturan sayıdır. 2 ancak bir çizgi iken, 3 olunca ilk form olan üçgen oluşur. Yaşamın çekirdeği 3’lü bir yapıdadır; proton-elektron-nötron. Yaşam üçlemelerle form bulur ; Ruh-Beden-Zihin, Sevgi-Birlik-Doğruluk, Şefkat-Bilgelik-Alçak gönüllük, Güven-Barış-Uyum, Ben-Sen-Biz, Baba-Oğul-Kutsal Ruh…. Formun harikalığı, eşsizliği ise bu üçlemelerin dengesinde gizlidir. O nedenle bu üçlemeler birlikte çalışırlar.
Bu üçlemeler içinde dengemizi bulabilirsek, kendi içimizdeki sanatçıyı tüm potansiyelimiz ile ortaya koymuş ve kapasitemizin elverdiği en yüksek potansiyeldeki frekansı açığa çıkararak , en büyük eserimizi yaratmış VE YAŞAM SANATINDA USTALAŞMIŞ oluruz.
Bilgi, ışık ve AŞK olsun dileğimle