Önümüzdeki salı günü gerçekleşecek yeniaya doğru ilerlerken bugün ve yarın Ay balsamik fazda olacak. Ayın bu pozisyonu geçiş dönemini anlatır. 13 Mart’ta, Balık burcunda gerçekleşen yeniay ile, aile içinde veya ikili ilişkilerde, ilişki modelini veya ilişkiyi aşırı idealize etmekten dolayı , ummuduğumuzu bulamayacağımızı ve hayal kırıklıkları yaşayabileceğimizi konuşmuştuk. Ve “ideal” kavramını neden hayatımıza dahil ettiğimizi anlamaya çalışmıştık. ( Hatırlamak isterseniz link burada )28 Mart’taki Terazi Dolunayında ise, ilişkilerimiz içinde tutkularımızı ve beklentilerimizi fark ediyor olmanın öneminden bahsetmiştik. Tutkuyu ve aşkı dışardan dışardan beklemek yerine, kendi içimizdeki aşkı bulmaktan bahsetmiştik. ( bu yazıyı okumak isterseniz link burada ) Salı gününe kadar ise, bu iki enerji ile hayatımıza aldıklarımızı bir gözden geçirme ve dönüştürme zamanı.
Dönüşüm astrolojide Plüton ile temsil edilir . Plüton, kışkırtıcı Eris ile yanyana olan ilişki ve tutku gezegeni Venüs ile sert bir etkileşimde. Bu görünüm, ilişkiler içinde dönüşüm sürecimizin şu anda maximumda olduğunu gösteriyor.
Sosyal bir varlık olan insan, dualite prensibi gereği bir diğeri ile ilişki içinde olmak, kendini aynasında görmek ister. İlişkide içinde sevmek ve sevilmek isteriz. Her birimiz için sevildiğini hissetmek farklı kriterlere bağlıdır. Örneğin bir Venüs Aslan kadını, takdir edildiğinde, onaylandığında; bir Venüs Terazi kadını ona kibar ve nazik davranıldığında, ilişkide adalet sağlandığında, bir Venüs Boğa kadını ona değerli hediyeler alındığında sevildiğini hissedecektir. ( Elbette çok genel tanımlamalar bunlar ) Günün enerjisinde Venüs Koç’ta; bağımsız hareket edebilme, aklına geleni yapabilme, sürekli birinci hareket eden olma halinde sevildiğini hissetme ve mutluluk hissi getirir.
Peki siz hangi durumlarda sevildiğinizi hissediyorsunuz hiç düşündünüz mü? Ailenizden, sevgilinizden neler bekliyorsunuz bunun için ? Beklentilerinize ulaşmak için nasıl davranıyorsunuz? Nasıl bir çaba içindesiniz?
Önümüzdeki hafta bu konularda bazı tatsız ve baskılayıcı deneyimler içinde bulabiliriz kendimizi. Olası sorunlardan farkındalıkla; yani kendimize ait yeni bilgiler edinerek geçmek, bir sonraki deneyimimizin gerilimini azaltacaktır. Bunun için gerekli olan en önemli şey öz gözlemleme yapabilmek. Dönüştürmek ise öz gözlemleme cesareti ister. Cesaret, günün enerjisinde Koç stelyumundan dolayı oldukça yoğun.
“Sen olmak istiyorsan, kalbini (merkezi) dünyanın kirinden ( bedensel toksik birikim ) ve pasından (düşünce) arındırman lazım. Onlar beni terk etmeden önce ben onları terk ediyorum demektir bu. ” diyor Kubilay Aktaş. Plüton karanlıkların derinliğine götürmek isteyecek, biz o karanlıktan yüreğimizin kiri pası çözülmüş ve ışığı yenilenmiş bir şekilde çıkabiliriz. Unutmayın , sadece gözlem… iyi-kötü yok, güzel-çirkin yok, doğru-yanlış yok… Sevgi ile bilgi ve ışık olsun….