Ülkemizin ve dünyanın pek çok yerinden gelen yangın haberlerini hepimiz üzüntüyle takip ediyoruz. Her birimiz kendi bakış açımızdan olanı biteni anlamaya çalışıyoruz, sorumlu ve suçlu olanı bulmaya yönelik paylaşımlar dolaşıyor, çünkü çok üzüntülüyüz.
Ben , olan her şeyin içinde farkındalık arayan, ve bireysel farkındalıkla , minik minik uyanışlarla dünyada cennetin yaratılacağına inanan biri olarak, yangınlarla ilgili kendime döndüm ve bir farkındalığımı sizlerle paylaşmak istiyorum.
SÖZ; Ağzımızdan çıkan her söze dikkat etmemiz gerekiyor. Çok tekrar ediyorum ama söz yaratımı mühürler. sıcaklar geldiğinden beri “sıcaktan yanıyorum/yanıyoruz/kavrulduk” vs gibi sözcükleri kaçımız kullandık? ‘Çok nemli, sırılsıklam oldum, nefes alamıyorum” dedik? Ben kullandım maalesef. Dua eder gibi, hep beraber evreni kodluyoruz gibi düşünüyorum. Yangının tek sorumlusu benim/bizim sözlerimiz demek istemiyorum ama bu farkındalığı alarak günüme devam etmek istiyorum. Her konuştuğuma dikkat etmeye gayret ederek. Konuşuyorsam, söylemek istiyorsam altında hangi düşüncelerim yatıyor onu fark etmeye çalışarak. “Sıcaktan yanıyorum” diyorsam, bunun altında tahammülsüzlük/kabulsüzlük olabilir mi, doğadan uzak yaşıyor olmak ve içten içe buna sinirleniyor olmak olabilir mi, vücudumdaki dengesizlik aslında beni bunaltıyor ve aslında hava durumundan şikayet etmek yerine yediklerime içtiklerime dikkat etmem, kan şekerimi düzenlemem gerekiyor olabilir mi, belki vücudum sadece “dinlen” demek istiyordur, onu duyuyor muyum? …
Biraz yağmur yağsa yağmura söyleniyoruz, sıcak oluyor güneşe söyleniyoruz, fırtına oluyor rüzgara söyleniyoruz ama bir türlü “sadece olamıyoruz, doğanın düzenini kabul edemiyoruz.”
Sonra “doğa intikamını alıyor” naraları yükseliyor. Hangi hadle doğa ve intikam kelimelerini bir arada kullanıyoruz. “İntikam almak” gibi bir hisse bağlı eylem sadece insana ait olabilir. Doğa gibi büyük ve sevgi dolu bir gücü , ancak “insan kibri” intikam duygusuyla eşleştirebilir.
Şimdi , olan şerrin içindeki hayırı açığa çıkarmak için , her birimiz küçük farkındalıklarımızı cebimize koyarak, bu defa su ve yağmura çevirelim düşüncelerimizi. Klimaları kapatıp, neme ve suya şükredelim. ama ateş kötü olduğundan değil. 4 element; Ateş, Hava, Toprak, Su… özümüz, aslımız…
Sevgilerimle
#birlokmafarkındalık