Sınırlar içinde özgürlük

Özgürlük temasını sık sık konuşuyoruz, gökyüzü etkileri bu önemli insani değeri hep gündemde tutuyor. Güneşin kova burcundaki transitinin devam ettiği bu günlerde, özgürleşme ihtiyacımız katlanarak hissedilir hale geldi. Ancak diğer yandan, bollaştıran Jüpiter’in kova burcundan çıkarak Balık burcuna geçmesiyle yalnız kalan Kova burcundaki Satürn, özgürlükler üzerinde artık rahatça baskı uygulayabiliyor. Bu engellenme ve baskılanma durumları, Uranüs’ün Boğa burcundan gönderdiği sert şimşek etkileri ile birleşince içimizde baskıya itiraz etme, karşı çıkma dürtülerini uyandırıyor.

Satürn, gökyüzünün baş öğretmenidir. Kova burcu niteliklerini engelleyerek bu konu ve paralelinde başka konularda çok kapsamlı bir eğitim programına soktu dünyayı. Sosyal bir gezegen olarak öncelikli etkisinin toplumsal düzeyde olduğunu söyleyebiliriz. Sosyal yaşantılarda geçen yıldan beri başlamış olan yeni düzenlemelerin hepsi satürn öğretilerinin birer parçası. Böylece, Satürn’ün özgürleşme öğretisinde, toplum olarak yaşamakla ilgili yeni kurallar yazılıyor ve yazılacak olması da bir gerçek. Toplumlarda bireyler bir diğerinin sınırını ihlal edene kadar özgürdür. Fakat nasıl özgür yaşayabileceğini bilmeyen bireylerden oluşan toplumlar için, bağımsızlaşma ihtiyacı bireysel sınırlar çizilene kadar agresif bir tutum içinde, hak müdahalelerine kadar gidebilecek şekilde aşırılaşabilir.

Biz biliyorsunuz her zaman önce kendimize bakıyoruz. Güncel enerji konularında bireysel çalışmalarımızı yapıyoruz. neler yapmalıyız o halde? İlk yapmamız gereken şey, sınırlarımızı belirlemektir. Önce alanımızı çizmeliyiz. Evde, işte, arkadaşlar arasında , farklı rollere büründüğümüz tüm yaşam alanlarında. Sınırlarımızı belirlerken diğerlerinin sınırlarını ihlal etmediğimizden, ve onlara zarar vermediğimizden emin olarak elbette.

Sonrasında bu alanı, tüm ihlallere karşı korumamız gerekiyor. Kararlı olmamız, doğru iletişimle diğerleri ile bu konuyu paylaşmamız önemli. İşte bunu yapabildiğimizde, kendi alanlarımızda özgür olabileceğiz. Aksi halde tüm bağlarımızdan, ilişkilerimizden çekip gitmek isteyeceğiz. Öncelikle bulunduğumuz alanlarda nefes alabileceğimiz ortamları yaratmak zorundayız. Tıpkı bir ressamın özgürce sanatını yapabilmesi için sınırlı bir alan olan kağıt veya tuvale ihtiyacı olması gibi.

Yakıp yıkmadan, çekip gitmeden önce, kendi alanınızı net bir şekilde belirlemiş olduğunuzdan emin olun. nefes alabileceğiniz sınırlı alanlarınızı oluşturun.

Sevgiyle

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: